Bayram detoksuyla yeni yılı formda karşıla


Bayramda bol bol tatlı ve et yiyip kalori almak yerine 4 günlük bir detoks uygularsanız, toksinlerinizi atıp yeni yıla formda girebilirsiniz..

Bayram deyince akla gelen ilk şeylerden biri; ziyafetleri aratmayan sofralar oluyor. Tuzlusundan tatlısına çeşitli yiyeceklerle dolu olan bu sofraların büyüsüne kapılanlar için, kilo almak kaçınılmaz oluyor. Bu yıl bayram ile yeni yılın peş peşe olduğunu hatırlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Nil Şahin Gürhan; vücudunu toksinlerden arındırarak yeni yıla daha sağlıklı girmek isteyenlere, bayram boyunca detoks uygulamalarını önerdi. İşte bayram detoksuna ilişkin tüm ayrıntılar...

BOL BOL SU İÇMEK ŞART!* Bayramda detoks olur mu? Detoks, vücutta biriken toksik maddelerin atılması ve uzaklaştırılmasıdır. Bayram böyle bir dönem için bulunmaz fırsattır.* Bayram detoksu ne şekilde uygulanmalıdır?* Dinlenmek, bol su içmek, mümkün olduğunca temiz ve açık havada bulunmak, sağlıklı beslenmek, stresten uzak olmak bayram detoksunun temelini oluşturur. Bu davranışlar ile dolaşım düzelir ve vücuttaki ödem atılır. Böylece vücudumuzda biriken fazla toksinler de dışarı atılmış olur.* Neler tüketilmeli? Bol su içmek detoksun vazgeçilmezidir. Günde en az 2-3 litre su içmeye özen gösterin. Baklava ve kurban etiyle yapılan gıdalardan uzak durun ve doğal gıdalarla beslenmeyi alışkanlık haline getirin. Dört ana besin grubu olan et ve çeşitleri, süt ve ürünleri, sebze-meyveler ve tahıl ürünleri her öğün kişinin ihtiyacını karşılayacak miktarda tüketilmeli. Et grubundan kırmızı et, tavuk, hindi ve balık; süt grubundan süt, yoğurt, ayran ve cacık, tahıl ürünlerinden tam buğday ekmeği, tam çavdar ekmeği, bulgur, yulaf, kabuklu pirinç, patates; mevsim sebzelerinden lahana, brokoli, karnabahar, kereviz ve meyvelerden muz, elma, mandalina ve kivi sofralarda mutlaka bulunmalıdır. 3 ara öğün tüketilmeli, aralarda ise sağlıklı atıştırmalar olmalıdır. Çay, kahve, kola, alkol gibi içecekler vücutta toksin birikmesine yol açar. Bunlar bayramda ne kadar az tüketilirse, o kadar iyi olur. Mümkünse hiç tüketmemelidir.

ABARTMAYIN!* Bayramın tatlı kaçamakları, bayram sonrasında nasıl telafi edilmeli? Bayramda günde bir porsiyondan fazla tatlı tüketmemeye özen gösterin. Bayramda alınan kilolardan kurtulmak için güne bir su bardağı ılık su ile başlanmalı. Ardından bir su bardağı oda sıcaklığında su içilmeli. Uyandıktan sonra bir saat içinde kahvaltı tamamlanmış olmalı. Kahvaltıda 1-2 dilim peynir, 1-2 dilim tam buğday veya çavdar ekmeği ve söğüş mevsim sebzeleri yer alabilir. Günlük öğün düzeni 6 öğünden oluşmalı ve öğün aralarında 2-3 saat olmalıdır. Ana öğünlerde ızgara et, zeytinyağlı sebze yemekleri, 1-2 dilim tam buğday veya tam çavdar ekmeği, salata ve yoğurt veya ayran yer alabilir. Ara öğünlerde meyveler, süt ürünleri, peynirekmek ve miktarını abartmadan kuruyemiş tüketilebilir. Mutlaka günlük hareket arttırılmalıdır. Günde yarım saat orta tempolu yürüyüş yapılabilir.

15 dakikada prostat tedavisi


Erkeklerin önemli sağlık sorunlarından biri olan "iyi huylu prostat büyümesi", cerrahi müdahaleye gerek kalmadan ortadan kaldırılıyor


HER dört erkekten birini etkileyen "iyi huylu prostat büyümesine" artık 15 dakikada, ameliyatsız çare bulunabiliyor. "Mikrodalgayla termoterapi" esasına dayanan, yüzde 80'lik başarı oranıyla cerrahi kadar etkin olduğu ispatlanan yeni yöntem, bu alanda yeni 'Altın Standart (en etkin tedavi)' adayı olarak gösteriliyor. Yeni yöntem CoreTherm, narkoz, ameliyat, ameliyat komplikasyonları ile hastanede kalma gibi durumları da ortadan kaldırıyor.


ÖZELLİKLE ameliyat stresi yaşamak istemeyen hastalara büyük avantaj sağlayan yöntem, bugüne kadar 20 binden fazla hastada başarıyla uygulandı. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onaylı CoreTherm, riskin minimuma indiği bir yöntem olarak gösteriliyor. Tedaviden hemen sonra hastanın işine veya günlük yaşamına devam edebildiği yöntemin en büyük özelliklerinden biri de tedaviye bağlı seksüel problemleri yarı yarıya indirmesi.

Kadınlarda depresyon riski daha fazla


Depresyon kadınlarda erkeklerden 3 kat fazla görülüyor.


Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi 13. Psikiyatri Kliniği Şefi Doç. Dr. Kemal Sayar, yapılan araştırmalara göre, depresyonun artış eğiliminde olduğunu belirtti.Doç. Dr. Sayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depresyonun kadınlarda erkeklerden 3 kat fazla görüldüğüne işaret ederek, ''yapılan araştırmalar sonucunda dünyada depresyonun, kadınlarda görülme oranı yüzde 4-10, erkeklerde ise yüzde 2-2,5'dir. Hayat boyu risk ise kadınlarda yüzde 10-26, erkeklerde de yüzde 5-12'dir'' dedi.Her 4 ya da 5 kişiden birinin hayatlarının bir döneminde bir çeşit depresif dönem geçirebildiğini ifade eden Sayar, şunları söyledi:''Yeni araştırmalar göstermiştir ki depresyon artış eğilimindedir ancak bunun nedenleri belli değildir. Sosyoekonomik değişiklikler, aileler ve topluluklardaki bölünmeler, genç kuşakta özellikle işsizlik, umutsuzluk duyguları, beklentilerdeki artmanın etkisi olabilir.''Depresyonun sadece psikolojik olmadığını ifade eden Sayar, ''depresyon sadece kafadan kaynaklanmıyor ve güçsüz bir karakterin göstergesi değildir'' dedi.Depresyonun, beynin ve vücudun strese karşı nasıl cevap verdiğiyle ilgili bir durum olduğunu belirten Sayar, şöyle devam etti:''Eğer depresyonda olmaktan dolayı utanç duyuyorsanız, hatırlayın ki strese bu şekilde cevap vermesi için vücudunuzu siz organize etmediniz. Stres döngünüzü kontrol altına alabileceğinizi asla unutmayın.''''Eğer depresyondan yakınıyorsanız, başarısız hissediyorsanız, kendinize yönelmiş yoğun bir öfkeniz varsa, hayatı yaşamaya değer bulmuyorsanız, kapana kısılmış hissediyorsanız ve kurtulma umudunuz yoksa, duygularınız her ne ise yalnız olmadığınızı hatırlayın'' dedi.

Kurban etleri nasıl saklanmalı ?


Gıda Mühendisleri Odası, kurban etlerinin doğru muhafaza edilmesi uyarısında bulundu.


Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman, kurban kesiminin ardından elde edilen etler ve sakatatların tüketim aşamasına kadar doğru biçimde muhafaza edilmesi ve zamanında tüketilmesi uyarısında bulundu.Ataman, yaptığı yazılı açıklamada, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde dikkat edilecek hususları sıraladı. Kurban kesiminin, bu iş için adres gösterilen uygun ve hijyenik ortamlarda, hayvan hastalıkları açısından gerekli kesim öncesi ve sonrası muayenelerin yapılması gerektiğine dikkati çeken Ataman, bu durumda kurbanı tüketenlerin, taşıyanların ve parçalayanların risk altında kalabileceğini ifade etti.Petek Ataman, kurban kesimi ve etin tüketim süreci konusunda şu uyarılarda bulundu:


• Hayvanların kesilmesi, yüzülmesi, parçalanması, etin nakli, muhafazası, pişirilmesi ve tüketime sunulması aşamalarında hijyen kuralları ihmal edilmemelidir.


• Hayvanların bağırsaklarından yararlanılacaksa, bağırsaklar öncelikle hayvan kesilir kesilmez, yani bağırsaklar kesim sıcaklığında iken kaba yağlarından temizlenmelidir. Bu işlem yapılırken bağırsakların kesilmemesi ve patlatılmamasına dikkat edilmeli, ardından bağırsakların içerisi boşaltılmalıdır. Daha sonra bağırsak içeriği su ile tamamen temizlenmelidir.


• Kurban etleri, parçalar halinde temiz kaplara konulmalı ve öncelikle güneş görmeyen serin bir yerde, 14-16 santigrat derecelerde, 5-6 saati geçmeyecek şekilde bekletilmelidir. Bekletme sırasında etlerin hava alması sağlanmalı ve bu süre sonunda oda sıcaklığına ulaşan etler buzdolabına kaldırılmalı, 4 ve 5 santigrat derece arasında muhafaza edilmelidir.


• Kurbanlık etler henüz kesim sıcaklığında iken buzdolabına poşet içinde veya hava almayacak bir durumda büyük parçalar halinde üst üste konulursa, buzdolabı sıcaklığı etin iç kısımlarını soğutmaya yetmeyecektir. Bu durumda, etin hava almayan kısımlarında çok kısa sürede bozulma ve kokuşma meydana gelecek, hatta daha ileri aşamalarda yeşillenme görülecek ve bu değişim sağlık açısından risk oluşturacaktır. Bu nedenle ön soğutma koşullarına özen gösterilmeli, buna rağmen bozulma olan etler kesinlikle tüketilmemeli ve imha edilmelidir.


• Kurban etlerinin uzun süre muhafazasında öncelikle kesim sırasında hayvanın kanının çok iyi akıtılmış olması büyük önem taşımaktadır. Kan, mikro organizmalar için iyi bir ortam oluşturacağından, kanı iyi akıtılmamış hayvanların eti dayanıksız olur ve çabuk bozulur.


• Kurbanlık etin dayanma süresi, kesim kalitesine ve parçaların büyüklüğüne göre değişmekle beraber, normal buzdolabı koşullarında en fazla 3-4 gündür. Ancak, etler kıyma haline getirilirse bu süre 1-2 gün kadardır.


• Etlerin daha uzun süre muhafaza edilebilmesi için buzlukta 18 santigrat derecede dondurulmuş olarak saklanması gerekir. Diğer taraftan, dondurulmuş etlerin de belirli bir raf ömrü olduğu unutulmamalı ve saklama süresi 4-6 aydan fazla olmamalıdır.


• Dondurulmuş etler çözdürüldükten sonra hemen tüketilmeli, asla tekrar dondurulmamalıdır. Çözdürme işlemi buzdolabı koşullarında gerçekleştirilmelidir. Etin mikroorganizmalar tarafından kısa sürede bozulabilecek bir ürün olduğu bilinmelidir.


• Hemen tüketilmeyecek etler kavurma yapılarak da muhafaza edilebilir. Kavurma yapılacaksa, önce yağın iyice erimesi beklenmeli, et tuzlandıktan sonra yağda kavrulmalı veya kavurma yapıldıktan sonra üzerine tuz ilave edilmelidir.


• Tüketilmesi planlanan sakatat, kesim sırasında temiz bir şekilde çıkarılmalı, sakatat ile etler aynı ortamda bulundurulmamalı ve muhafaza edilmemelidir.


• Etler kesinlikle çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmemeli, pişirme sırasında etin merkezinin de tam olarak pişmesine özen gösterilmelidir.


• Pişirilen etler en kısa sürede tüketilmeli, tüketilmeyen kısım buzdolabında saklanmalıdır.


• Et muhafazası ve tüketiminde bunlara dikkat edilmemesi halinde mikrop kaynaklı hastalıklar, gıda zehirlenmeleri ve istenmeyen maddelerden kaynaklanan hastalıklar görülebilir.''

Erken doğum bebeğin kişiliğini etkiliyebiliyor


İngiltere'de yapılan bir araştırma, bebeklerin normalden erken doğmasının, yetişkinliklerindekişiliklerini etkileyebileceğini ortaya koydu Psikiyatri Enstitüsü'nün yaptığı araştırmada, erken doğumla dünyaya gelen 18-19 yaşlarındaki gençlerin kişilik özellikleri, normal zamanda doğan akranlarıyla karşılaştırıldı.Araştırma sonunda, erken doğan bebeklerin, özellikle de kızların, daha kaygılı ve içine kapanık olduğu ve daha yüksek oranda depresyon riski taşıdığı belirlendi.American Journal Pediatrics dergisinde yayımlanan araştırma kapsamında, 33 haftadan önce doğan 108 genç incelendi. Bu gençlerin özellikleri, normal zamanda doğan 67 akranıyla karşılaştırıldı.Uzmanlar, prematüre doğumun, depresyon ve anksiyeteye daha yatkın kişilik özellikleri doğurabileceği sonucuna ulaştıklarını, ancak bunun nedeni hakkında henüz kesin veriler olmadığını kaydettiler.Araştırma ekibinden Dr. Matthew Allin, "erken doğum nedeniyle çok az da olsa beyin hasarı oluşabilmesi, kuvözde büyümenin ebeveynlerle ilişkileri etkilemesi" gibi nedenlerin kişilik üzerinde etkili olabileceğini söyledi.Prematüre çocuklarla ilgili bir kurumun sözcüsü, sonuçların çok ilginç olduğunu, bebeklerde "yoğun bakımın yaratabileceği travmatik etkinin" de dikkate alınması gerektiğini belirtti.

Zayıflatan 5 süper yiyecek


İşte zayıflamanızı sağlayacak 5 süper besin. Bu yiyecekleri günlük diyetinizin bir parçası haline getirin ve kilolarınız kayboluşunu izleyin.

Bazı besinlerle kilo vermek gerçekten zordur. Bu besinler yeniden yeme isteği oluşturur (“bir daha yiyeyim!”), kan şekerinizle savaşır ve sonuçta galip geldiğinde beliniz kalınlaşır. Fakat bazı besinler bunun tam tersi tepki verirler. Mutlaka brokoliyi ve yaban mersinini duymuşsunuzdur, bunlar sizin bedeninizi dengede tutar. Bu yiyeceklerinizi günlük diyetinizin bir parçası haline getirin ve kilolarınız kayboluşunu izleyin.

Greyfurt: Hiç greyfurt diyetini denediniz mi? Uzun araştırmalar sonucunda greyfurt kilo savaşçısı olarak ün kazandı. Son zamanlarda Kaliforniya Scripps Kliniği'ndeki bilim adamları greyfurdun etkileri üzerinde yaptıkları çalışmalarında yemekten önce yenilen yarım greyfurtun, kilo vermeye yardımcı olduğunu buldu. Buna göre greyfurt kapsülleri, greyfurt suları içmek ve greyfurt yemek kilo vermede çok etkili. Bu 3 şık arasında en iyi etkiyi gerçek greyfurt sağlıyor. Bunlara ek olarak greyfurt içerisinde kanserle savaşan liminoids ve lycopene içerir. Kırmızı greyfurt da insan vücudundaki kolesterol oranını düşürmeye yardımcı olur. Bir greyfurdun yarısı sadece 39 kaloridir.

Sardalya: Sardalya bu zamana kadar ki en sağlıklı besindir ve kilo vermek için çok iyi bir ortaktır. Her şeyden önce Sardalya protein yüklü bir besindir ve kan şekerini dengeleme özelliğine sahiptir. Tam ve yenilenmiş bir metabolizmaya sahip olmanızı sağlar. İkinci büyük deposu omega 3’ tür. Sadece kardiyovaküler bölgeyi güçlendirmekle kalmaz moral ve motivasyonunuzu yükseltmenizi sağlar. (İyi hissetiğiniz için abur cuburdan uzak durmaya başlarsınız.) Sardalya besin zincirinde türüne az rastlanacak derece zarar verici özelliği en az olan bir besindir.

Balkabağı: En iyi kilo verdirebilecek besinler arasındadır. Uzun süre konserve halinde saklanılmış balkabağında yüksek olanda lif vardır ve buna karşılık 40 kalori kadar düşük bir kalori oranına sahiptir. Uzun araştırmalar sonucunda elde edilen bilgilere göre, lifler insan sağlığı için çok önemlidir ve kilo düzenlenmesinde de büyük yararları bulunur. Balkabağı dünyada yetiştirilmesi en kolay sebzelerdendir. Tatlandırıcılarla tatlandırıp, bir tutam tarçın, badem ve hindistan cevizi ekleyerek kan sekerinizi düşürebilirsiniz.

Sığır eti: Et çok iyi bir diyet besinidir çünkü içinde antibiyotik, steroid ve hormon içermez. Eğer etten kendimizi sakınırsak kötü sonuçlarla karşılaşabiliriz. Yüksek protein diyetleri çeşitli sebeplerden dolayı kilo kaybına neden olur. İçerdiği protein metabolizmayı uyarır, daha uzun süre tok hissettirir ve iştahınızı azaltır. Ayrıca, sığır eti yüksek miktarda omega 3 içerir bu da size sağlıklı bir hayat kazandırır.

Yeşil çay: Besin değeri taşımayan bitki kilo vermenizi hızlandırır ve incelmemizde bize çok yardımcı olur. Yüksek oranda antioksidan içerir, kalp sağlığımızı destekler, sindirime yardımcı olarak kan şekerini ve vücut sıcaklığını ayarlar. Metabolizmayı hızlandırı, yağ oksidasyonunu artırır. Bu şekilde kilo vermemizde bize yardımcı olur. Bazı araştırmalara göre günde 5 fincan yeşil çay kilo vermek için sihirli bir dokunuş, rahatlamak için iyi bir yoldur.

Anneler! Bu Şuruba Dikkat


Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, fazla miktarda etken madde içeren serum ile içerisinde yabancı madde bulunduğu tespit edilen bir şurubun piyasadan geri çekilmesini istedi.


Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye Eczacılar Birliği, il sağlık müdürlükleri ve ilgili ilaç firmasına gönderilen yazıda, Kansuk Laboratuarı San. ve Tic. AŞ adına ruhsatlı bulunan “Kanfleks yüzde 5 Dekstroz sudaki solusyonu 1000 ml.” adlı serumun, yapılan incemele sonucu içerisindeki etken madde miktarının yüzde 10.2-10.8 oranından fazla olduğunun belirlendiğini, bu nedenle serumun 0610038-2, 060039-1, 0610039-2 ve 0610040-1 seri no'lularının 2. sınıf B seviyesinde eczanelerden, ilaç depolarından ve hastanelerden geri çekilmesini istedi.Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ayrıca Glax Smith Kline firması adına ruhsatlı olan ve çocukların allerjik rahatsızlıklarında kullanılan 01417 seri nolu “Actived şurup”un, içerisinde yoğun miktarda yabancı madde içermesi nedeniyle yine 2. sınıf B seviyesinde geri çekilmesini istedi.

Kadınlar; Kalp Krizi Riskinizi Düşürün


Bir araştırmaya göre doğru beslenme, az alkol, fiziksel olarak etkin olmak, sağlıklı bir kiloda kalmak ve sigara içmemek, kadınlarda kalp krizi riskini önemli oranda düşürüyor.


İsveç’in başkenti Stockholm’deki Karolinska Enstitüsü’nden Dr. Agneta Akesson ve arkadaşları, 1997’de kaydettikleri menopoz sonrasındaki 24 bin 444 kadın üzerinde yaşam ve beslenme biçimlerini değerlendiren bir araştırma yaptı. 1997’de, bu kadınların hiçbirinde kalp hastalığı, şeker ya da kanser gibi hastalıkların olmadığı bildirildi. Araştırmacılar, 4 ana beslenme biçimi belirlediler: Sağlıklı (sebze, meyve, baklagiller), Batı/İsveç (kırmızı et, işlenmiş et ürünleri, kümes hayvanları, pirinç, makarna, yumurta, kızarmış patates, balık), Alkol (şarap, bira, likör ve kuruyemiş), Tatlı (kurabiye tarzı pişirilmiş tatlı ürünler, şeker, çikolata, reçel, dondurma). Ayrıca, deneklerin ailelerinin kalp hastalığı geçmişi, eğitim düzeyi, fiziksel aktiviteleri ve vücut kitleleri saptandı. Yaklaşık 6 yılın ardından bu kadınların 308’inde kalp krizi meydana geldi.Uzmanlar, sağlıklı beslenen (sebze, meyve, tahıl ürünleri, balık ve baklagillerden yana zengin beslenme) ve günde 5 gram ya da daha az alkol alan kadınlarda, daha az sağlıklı beslenenlere göre, ilk kalp krizi riskinin yüzde 57 oranında azaldığını belirlediler.
Sağlıklı beslenmenin yanısıra sigara içmeme, fiziksel olarak etkin olma ve aşırı kilodan kaçınma gibi yaşam biçimleri de eklendiğinde, kalp krizinden kaçınma oranının yüzde 92’ye dek yükseldiğini kaydettiler.Akesson ve arkadaşları, araştırma sonuçlarına göre “beslenme, yaşam biçimi ve sağlıklı beden kitle endeksine sahip olmanın, kalp krizi riskini 4’te 3’ten daha fazla düşürebildiğini” bildirdiler.