Uzmanlar, kilo artışına karşı portakal yenmesi tavsiyesinde bulundu.
Kış aylarında soğuk havalarla birlikte gelen hareket isteksizliğinin kilo artışını kaçınılmaz bir hale getireceğine dikkat çeken uzmanlar, kilo artışına karşı portakal yenmesi tavsiyesinde bulundu.
Kış mevsiminin yaklaştığı şu günlerde yorgunluk ve halsizliğin birçok kişide etkilerinin görüldüğünü belirten Diyetisyen Meltem Üney, bağışıklık sisteminin zayıflamaması, vücut direncinin düşmemesi için dengeli beslenmeyi unutmamak gerektiğine dikkat çekti.
Halsizliğin giderilmesi için yoğun kalorili besinlerin tercih edilmesini isteyen Üney, "Soğuklarla gelen hareket isteksizliği ile birleşince kilo artışını kaçınılmaz hale getirecektir. Bu nedenle 3 ana 3 ara öğün şeklinde beslenmek metabolik hızı yavaşlatmadan, kan şekeri seviyenizde kontrol altında tutup, halsizlik ve yorgunluğunuzu ortadan kaldıracaktır. Havaların soğumasıyla birlikte su tüketimindeki azalma yorgunluğu artıracak. Susamadan su içmeyi gerektirmektedir. C vitamini, direncimiz için iyi bir destektir. Bu nedenle mevsim meyveleri tüketmek önemlidir. Mevsimde çok bulunan portakal iyi bir C vitamini kaynağıdır" dedi.
Portakal suyunun yerine meyvesinin tüketilmesinin fazla kalori alınmamasına sebep olacağını kaydeden Meltem Üney, bunun yanı sıra posa tüketimiyle, sindirim sistemini desteklemediğini, kabızlığı engelleyeceğini ve vücuttaki atıkların daha kısa sürede uzaklaştırılması sağlayacağını ifade etti.
Üney, "Enerji ihtiyacı için şekerli besinler yerine tam tahıllı ürünler tercih edilirse içindeki B grubu vitaminlerin kas ve sinir sisteminize desteği olacaktır" dedi.
Kilo Artisina Karsi Portakal
Diyetisyenle Verilen Kilolar 2 Kati Geliyor
Obezite ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, şişmanlıkla mücadele etmek için medikal tetkik, doğru yeme davranışı ve aktiviteden oluşan üç boyutlu bir tedavi uygulamak gerektiğini söylüyor. Sadece diyetisyene giderek kalıcı bir zayıflık elde edilemeyeceğini belirten Kaya, sağlıklı kilo vermenin formüllerini açıkladı:
DOKTOR DESTEĞİ ŞART!
* Diyetisyenle verilen kilolar, doktor kontrolünde verilen kilolara göre daha mı kolay geri alınır?
Diyetisyenler toplum tarafından zayıflama doktoru olarak algılanıyor. Oysa, zayıflamanın ya da kilo kontrolünün ilk adresi doktorlardır. Diyetisyenler tıp doktorları ile birlikte ekip çalışması yaparak hastayı beslenme konusunda eğittiğinde, kalıcı sonuçlar alınabilir. Fazla kilolarından yakınan biri, bu şikayetinden kurtulmak için sadece diyetisyene gittiğinde, sorun sadece fazla yemek olarak algılanıyor. Kişiye, hayat boyu yapamayacağı düşük kalorili ve haftada bir değişen mucize rejim listeleri veriliyor. Sadece diyetisyene giderek zayıflamaya çalışan insanların kendilerine özel yemekler pişirdiklerini ya da gram ölçüleri ile hazırlanmış yiyecekleri tükettiklerini görürüz. Bu şekilde kısa vadede fazla kilolar hızla kaybedilse bile, hasta tekrar börek-çörek yemeye başladığında verdiği kiloları iki misliyle geri alır.
TEDAVİ ÜÇ BOYUTLU
* Bir kişinin ideal kilosuna sağlıklı bir biçimde inebilmesi ve hep o kiloda kalabilmesi için nasıl bir diyet uygulaması gerekir?
Fazla kilo sorunu olan birinin, bunun sadece çok yemekten kaynaklanmadığını bilmesi gerekir. Zayıflama ve ideal kiloda kalabilme işi, üç boyutludur. Bunun birinci boyutu; şişmanlığa neden olabilecek metabolik hastalıklar açısından, kişinin bir dahiliye uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmesi ve kan testlerinin yapılmasıdır. Eşlik eden hastalıkların mevcudiyetine ve kilo fazlalığı derecesine göre; doktor kontrolünde gerekli tıbbi zayıflama tedavisine başlanmalıdır. Zayıflama tedavisinin ikinci boyutu ise; hastaya ömür boyu sürecek doğru yeme davranışının kazandırılmasıdır. Bu, her hafta değişen diyet listeleri ve çorba tarifleri ile olmaz. Hastayı besinler konusunda eğiterek, kendi kendine çıkış yolları bulmasını sağlamak gerekmektedir. Üçüncü boyutu ise aktivitedir. Ancak burada kişiyi aktiviteye yönlendirirken, onu, hayatı boyunca yapamayacağı çok ağır egzersizlere sevk etmek yerine, hareketi kişinin yaşam tarzı haline getirmek gerekir.